YURT DIŞINA SEFER YAPAN TIR ŞOFÖRLERİ HAKKINDA YARGITAY KARARLARI




YURT DIŞINA SEFER YAPAN TIR ŞOFÖRLERİ

Yurt dışına sefer yapan Tır şoförlerinin ücretleri konusunda farklı bir uygulama yerleşmiş ve tüm uluslararası taşıma şirketleri aynı biçimde ücret ödemeyi benimser duruma gelmişlerdir. Buna göre, yurt dışına gidip gelen Tır şoförleri için (Asgari ücret+Yabancı para) biçiminde bir uygulama sürdürülmektedir. Yabancı para ödemesine genellikle “harcı­rah” denmekte ise de, Yargıtay bunu ücretin bir parçası saymakta; ihbar, kıdem ve her türlü tazminat ödemelerinde “harcırah” ücrete eklenerek hesaplama yapılmaktadır. Buna ilişkin Yargıtay karar örnekleri şöyledir:


Tır şoförüne yurt dışı çıkışlarında ödenen harcırah veya primlerin ücrete eklenmesi gerekir. 
Tır şoförü olarak çalışan davacıya yurt dışı çıkışlarında Alman Markı olarak ödenen ücret, harcırah ya da prim sayılmayıp kararlılık ve devamlılık gösteren munzam ödemeler olup, bunların garanti ücretine eklenmek suretiyle tazminatın hesaplanması gerekir. Ekonomik ve ticari gelişmelerin zorunlu kıl­dığı “asgari ücret+prim” esası ile çalışma olgusu karşısında Yargıtay’ın yalnız Tır şoförleri için değil, tüm çalışanlar için harcırah ve prim gibi kazançların kıdem tazminatı hesabında gözetilmesini tartışması gerekir. 
Davacı işçi sekiz yıl kadar davalıya ait işyerinde Tır şoförü olarak çalış­mış olup, dosya içeriğine göre ayda ortalama 1,5 yurtdışı seferine çıkmaktadır. Bir başka anlatımla, her yurtdışı seferinden sonra Türkiye’de birkaç gün kalıp, sefere çıktığı konusunda tereddüt yoktur. Ayrıca belirtmek gerekir ki, dosya içindeki verilerde garanti asgari ücret, artı sekiz yıllık süre boyunca her yurtdışı seferi için 600 DM. İle çalışmaktadır. Bu çalışma işyerinde kararlılık kazanmış bir şekilde uygulanagelmiştir. Böyle olunca 600 DM.lik ödeme ne bir harcırah ne de prim olarak nitelendirilebilir. Bu açıklamalar karşısında kıdem tazminatı hesabında bu ek ödemenin de dikkate alınarak hüküm kurulması dosya içeriğine uygun düşer. (HGK. 07.10.1998, E.1998/9-622 K.1998/681)

Yurt dışına sefer yapan Tır şoförünün harcırahı da ücretin bir par­çasıdır:
Yaklaşık dokuz yıldır çalışması olan Tır şoförünün asgari ücretle çalış­tı­ğının kabulü dosya içeriğine ve hayatın gerçeklerine uygun düşmemektedir. Aylık miktarı değişkenlik gösterse de, “harcırah” yurt dışına sefer yapan Tır şoförü ile işveren arasındaki sözleşmenin ücret unsurunun önemli bir bölümünü oluşturur. Bu nedenle “sürekli bir ödeme” olduğu için harcırahın da tazminata esas ücrete yansıtılması gerekir. (9. HD. 03.05.2004, 22907-10458) 

Ücret artı prim uygulaması (Şoförün ücret alacağının buna göre he­saplanması):
Şoför olarak yurtdışına sefer yaptığı anlaşılan davacının, her yurt dışına çıkışında primlerini aldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacı aylık ücret + prim esasına göre çalışmaktadır. Her ne kadar mahkemece Şoförler Derneğin­den sorularak davacının gerçek ücretinin tesbitine çalışılmış ise de, davacının her sefere çıkışta yabancı para üzerinden prim aldığı dikkate alınma­mıştır. Davacı döviz üzerinden prim aldığına göre, sanki hiç prim almamış bir şoför gibi ücretin tesbitine gidilmiştir. Bu maddi olgular gözönünde tutularak davacı­nın prim yanında aylık asgari ücretle çalıştığının kabulü ile, asgari ücret üzerin­den gerçekleşen ücret alacağının hüküm altına alınması gerekir. 9. HD. 14.12.1995, 21116-35551)

Yurt dışına sefer yapan işçinin ücreti, yabancı para olarak hesap­lanmalıdır
Davacı işçinin ayda ya da belli bir sürede ne kadar yani kaç sefer yurt dı­şına çıkış yaptığı ve her bir seferde ne kadar Alman Markı olarak ödeme yapıl­dığı belirlenerek, bunun günlük ve saat başına düşen ücreti bulunmak sure­tiyle sonuca gidilmelidir. (9. HD. 20.04.1999, 3420-7476)






Sefer başı ücret alan Tır şoförüne yurtdışı çıkışlarında ödenen prim, ücretin bir unsurudur: 

Davacı Tır şoförü olup sefer başına prim almaktadır. Tır şoförüne yurt dışı çıkışlarında ödenen sefer primi, ücretin bir unsurudur. Açıklanan nedenlerle davacının ücretine sefer primi de eklenerek hesaplama yapılmalıdır. (9. HD. 15.12.2003, 9716-21940)

Muhammed Furkan KIZILATEŞ

Some say he’s half man half fish, others say he’s more of a seventy/thirty split. Either way he’s a fishy bastard.