SOLON YASALARI VE TİRANLIK NEDİR?

                                             

Sınıf çatışmalarının artmasıyla beraber solon isimli bir hukukçu tarafında yasa koyucu olarak solon yasaları ortaya çıkmıştır.Solon reformlar da denilmektedir.Zira sadece yasa değildir pek çok ekonomik değişimi de öngörmüştür.

Solon yasalarının pek çok özelliği vardır.En önemlisi yurttaşlığı sağlam temel üzerine koymasıdır.İkinci olarak önemli bir ilke Haberas Corpus(keyfi tutuklama yasağı) ilkesi kabul ediliyor.Bu ilkeye göre kimse herhangi bir yasa hükmü olmadan ya da mahkeme kararı olmadan tutuklanamaz.Solon yasalarının en önemli yeniliklerinden bir budur.Diğer bir önemi yurttaşlar  arasındaki dörtlü sınıflandırma solon yasaları ile getirilmiştir.Bu dörtlü sınıflandırma servet esasına dayanmıştır.Bu sınıflandırmaya Plütokrasi denir.Bu servet esasına dayanan sistemin askerlik ve memuriyetle ilgili sonuçları oluyor.Örneğin askerlik yapma ayrıcalığı ilk üç sınıfa tanınıyor.İlk iki sınıf süvari olma hakkına sahiplerdir.Çünkü süvari olabilmek için ahırınızın olması gerekmektedir.Üçüncü sınıf ise yani yoksul köylüler sadece piyade olabiliyordu.

Memuriyet açısında ise yüksek memurluğa soylular ve kentli orta sınıf ancak ulaşabiliyor.Zira zenginlik açısından baktığımızda boş zaman sadece soylular sahiptirler.Bununla beraber son sınıfın yani işçi sınıfınında bu doğrudan demokrasinin unsuru olarak çeşitli meclisleri vardır.Bunlar:Dörtyüzler meclisi,halk meclisleri,halk mahkemelerine bu dört sınıfın hepsinin katılma hakkı vardır.

Solon reformları bunun yanı sıra yoksul köylülere toprak sağlama,kamusal yardım sağlama gibi çeşitli ekonomik reformlar yapılmıştır.Bu reformlarla yapılmak istenen şey sınıf mücadelelerini yumuşatabilmek,ekonomik ve siyasal haklar tanıma üzere sınıf mücadelelerini azaltabilmektir.Bununla beraber sadece kağıt düzenlemelerle bu sınıfsal ve siyasal mücadeleye son verememiştir.Bu mücadelelerle birlikte Antik Yunan'da karşımıza tiranlık çıkmıştır.

Tiranlık Yunanca'da efendi,kral anlamında kullanılır.Lakin kullanım olarak olumlu bir kavram değildir.Zira Antik Yunan'da tiran dediğimiz kavram doğulu despot kralları tanımlamak için kullanılmıştır.Tiranın bir kraldan farkı hem mutlak iktidara sahip olmasından ziyade yönetimi geleneksel olmayan yöntemlerle ele geçirmesidir.Geleneksel olmayan bu yöntem genellikle darbelerdir.Tiran bu darbelerde ya halktan destek alır ya da terim olarak nitelendirilmesinde tarihçilerin de payı vardır.Antik Yunan'daki tarihçiler aristokrat kökenli bunun içinde genel olarak olumsuz bir kavram çerçevesinde nitelendiriliyor.Çünkü tarihi yazanlar her zaman aristokratlar olmuştur.

Demokrasi içinde tiranlığın önlenmesine ilişkin ilginç önlemler almışlardır.Mesela bunlardan biri çanak çömlek mahkemesidir.Halk mahkemeleri yılda bir defa çanak çömlek mahkemesi adı altında toplanıyorlardı.Çanak çömlek mahkemesinde bütün vatandaşların birer oy hakkı vardı.Burada bir kişinin isminin altı bin defa yazılması halinde o kişinin tiranlığa eğilimi olduğu kabul ediliyor ve polisten yani Atina'dan sürgüne gidiyor.Polisten sürgün edilmek bir Atinalının başına gelebilecek en kötü şeydir.Bununla birlikte tiranlığın önüne geçilmek istenmiştir.


Muhammed Furkan KIZILATEŞ

Some say he’s half man half fish, others say he’s more of a seventy/thirty split. Either way he’s a fishy bastard.