HUKUK FAKÜLTESİNİ KAZANDIM. ŞİMDİ NE OLACAK ?

     Gecelerinin gün olmadığı, stresinin bir an durmadığı, o koşuşturman bitti ve tüm emeklerin önüne altın tepsiyle sunuldu, ''KAZANDIN''. Tebrikler, işte Hukuk Fakültesindesin.
     Kulağa ne kadar hoş geliyor değil mi? Hiç bilmediğin terimler, tanımadığın bir sürü insan.. Kimileri ailesinin yanında okuyacak, şehir dışını kazandı ve bunun vermiş olduğu yalnızlık ile gelen soru ? Hani üniversiteye gelince her şey daha güzel olacaktı?
      Öncelikle derin bir nefes al.. Hadi seninle biraz ''HUKUK FAKÜLTESİ''  çatısı altında ne gibi binalar inşa edilir onları konuşalım...
    Kimileri özel üniversite kazandı, kimileri ise devlet üniversitesini. Fakat üniversitenin başına eklenen sıfat hiçbir zaman sende ayrıcalık olarak bir yarışa dönüşmesin. Çünkü hangisinde okursan oku sen eğer önüne gelen fırsatları değerlendiremiyorsan, mezun olduğunda sadece isminin başına ''üniversite mezunu'' iliştirilecek. Dört yıllık üniversite hayatını sadece ders çalışmaya adarsan inan bana seni ayrı kılacak bir özelliğin olmayacak.
      Hukuk Fakültesi; elbette devam zorunluluğunun olmadığını ilan etmiş, neredeyse tek bölüm. Fakat hocalar dersleri kendi hitabetleriyle anlattığı için gitmediğin her ders senin sınav hanene yazılan bir eksi demek. İlk hafta mutlaka derslere katılmanı tavsiye ederim. Hocalar ile kurduğun ilk iletişim ve ilk haftanın derslerini dinlemek her zaman sana katkı sağlayacaktır. Sen zaten ders işlenmiyor, notları alırım, ezberler geçerimcilerden olursan, tükenmeye başlıyorsun bilgin olsun. Hocalar ilk hafta gelen öğrencileri asla unutmaz ve o öğrenciler de zaten bu düzeni sağlarsa hem o dersle hem de hoca ile iletişimini asla kopartmaz. Kesinlikle her zaman derslere gitmeye çalış ve elinden geldiğince kendi notlarından çalış. Kendi cümlelerinle almış olduğun notlar senin bir zaman sonra hukuk misyonunu geliştirecektir. Başkasının notları seni asla bir adım öne çıkartmaz. Eğer çalışmayı yarış haline getiren arkadaşların varsa ki mutlaka olacaktır, bir zaman sonra hocanın nerede kaldığını dahi öğrenemeyeceksin. Acı tecrübelerle sabitlendi !.. Kimse sana her gün çalış demiyor, ama ders çalışma düzenini oluştur diyorum ben. Sınav haftasında bu sana öyle bir fayda sağlayacak ki herkes not toplamakla, ezber yapmakla uğraşırken sen önceden çalıştığın derslerin tekrarını yapıp, pratiklerle sabitleyip sınava hazır olacaksın. Çünkü hukuk fakültesinde hiçbir dersin notu veya kitap sayfa sayısı bir haftalık çalışma ile kurtarılacak kadar basit ve kısa değildir. Birinci sınıfta kanun maddelerini görünce şok yaşayan ben, nasıl yani hepsini mi aklımda tutmam lazım diye yakındığımı iyi bilirim. Gözün korkmasın, zamanla hepsine aşina oluyorsun merak etme KANUN EZBERLEMİYORUZ. Biz ezber yapmıyoruz, bizler mantığını anlamaya çalışıyoruz. Sen de derslere bu perspektiften bakarsan daha kolay öğrenirsin. Bu kadar ders öğütlemesinden sonra asıl bizi diğerlerinden farklı kılacak noktalara gelelim.

  Farklıyım çünkü;

- Her hukuk öğrencisi yargıtay kararı okumayı bilmek zorunda. Evet zorunda, eğer bunu öğrenciyken öğrenmezsen, dava dosyalarına eklemen gereken kararların hep eksik kalacak ve bu kararlar ile kazanacağın davan ellerinin arasından uçup gidecek. O yüzden hocalarının yapacağı her pratik derslerine mutlaka katıl. Yargıtay kararı çalışmalarını sıkıcı bulup ,geçiştirme..!

- Makale.. Soğuk ve sığ geldi biliyorum. Kendini boğacak ve seni uzaklaştıracak makalelerin üzerine üzerine gitme. Konusu daha anlaşılır ve daha kısa makalelerden başla. Bu senin hem sınavlarında pratikleri daha kolay anlamana yardımcı olacak, hemde ileride akademik bir hayat düşünürsen, önceden temelini atmış olduğun bu çalışman tezlerin için sana arşiv olacak.

- Özel üniversite veyahut devlet üniversitesi. Her üniversitenin mutlaka kendi anlaşmalı olduğu üniversiteler arasında değişim programları olur. Korkma!. Dene. Başka ülkeler, yeni insanlar senin ufkunu geliştirir. Ve inan bana yarım dönem gitmiş olsan dahi asla pişman olmayacaksın ve tekrarını isteyeceksin. Bunun için yapman gereken tek şey 1. sınıfta isen 2.00 üzerinde bir not ortalamasında olman ve okuduğun üniversitenin kendi yapacağı dil sınavından geçerli not alman. Üniversiten, okuyacağın dönem ücretini ve kalacağın üniversite yurdunu sana hibe olarak bahşediyor. Sonrasında senin sadece gideceğin ülkeyi belirlemek ve vize işlemlerini halletmen kalıyor. Çünkü Hukuk Fakültesi için bir kaç ülke seçeneğin olabiliyor. Heyencanladırıyor değil mi ?

- Dönem içinde hangi ilde okuyorsan o ilin barosunun, üniversitelerinin, derneklerin ya da özel kuruluşların; seminerleri, panelleri, söyleşileri, kongreleri, sohbetleri oluyor. Mutlaka katılmanı tavsiye ederim. Özellikle sertifikalı ve katılım belgeli olanlarına katıl ki zamanı gelince bilgilerini, belgelerin ile kullanabilesin. Ben bilmediğim bir çok konuyu bu şekilde öğrendim. Ve o kadar değerli insanlarla tanıştım ki şu an da bir çoğuyla görüşüyorum. Bu çaban sana çevre oluşturmanı ve ilerleyeceğin yolda onlarında desteğini almanı sağlar.

- Hukuk fakültesi öğrencisi sadece ders kitapları içerisinde boğulmamalı. İlgi alanına giren mutlaka bir dal vardır. Kurslar ve olanaklar senin için mevcut. Şimdi otur ve sadece ne istediğine karar ver. Bu kursları zaman kaybı olarak görme. İllaha mesleki eğitim olmak zorunda değil. Ben diksiyon kursuyla başladığım serüvenime, şimdilerde keman ile devam ediyorum.

- Dil...  Elbette ben de diğerleri gibi dilini özellikle de 'ingilizce' ni geliştirmeni isteyeceğim senden. Çok işine yarayacak bilmeni isterim. Mesela gitmek istediğin değişim programında, gönüllü staj yapmak istersen belki de gireceğin yerde sürekli kalmanda, işe alımında, ideallerini gerçekleştirmek istediğinde altın anahtarın olacak. Sen kaçıncı sınıfta olursan ol. Geç kalmış değilsin. Bir yerden başla.

- Biz hukuk'u temsil eden adaylarız. Ve konuşmaya başladığımızda kendimizi sadece belli konuda konuşur bulmamalıyız. Bu yüzden kişisel gelişiminde kitapları kendine dost edin. Ve lütfen beden dili ve eğitimi kurslarına uğra. Çünkü nazik bir diksiyon seni okurken de, mezun olup staj'a başladığında ve hatta işe gireceğinde de farklı kılacaktır. Neden üniversite etkinliklerinde yada baro toplantılarında stajyerken sen de konuşmacı olmayasın ki . Bu toplum önünde kolayca konuşabilme özgüvenini geliştirir ve sana duruşmalarında kolay bir diyalog sağlar. Müvekkillerini çözümlemende ve onları ikna etmende kolaylık sağlar. Dene derim.

- Üniversitelerin bağlantılı olduğu hukuk büroları, şirketler oluyor. Öğrencilerinin gönüllü staj yapması için destek oluyorlar. Ben bu şanstan sonuna kadar faydalandım. Üstelik hayal edemediğin kadar getirisi var. Mesela üniversite sana mecburi olarak çalıştığın süre zarfında sigorta yapıyor. Çalıştığın yerde belli bir ücret karşılığında çalışıyorsun. Çalıştığın yer sana kendini ispatlama şansı veriyor ve sen eğer istediklerini onlara sunuyorsan, seni mezun olduğunda da yanlarında görmek istiyorlar. Okulunun öğrenci işleri ya da kariyer merkezleriyle görüşmeni tavsiye ederim.

- Biliyorum senden dünyaları istedim. Son isteyeceğim şey ise ; hukuk fakültesinde adettir, herkes alttan dersi kesesine koyar öyle ya da böyle bir şekilde mezun olur. Başına bu geldiyse kendini karalarda unutmak yerine, silkelen ve onu yaz okulunda almaya çalış. 1.sınıfta olsan bile al. Sakın diğer seneye bırakma, bırakma ki diğer senenin ders yoğunluğunda bir de o kamburla uğraşma. Diyelim ki alttan dersin yok, ki tebrik ederim seni elleri öpülesi dostum, sen disiplini öğrenmişsin. O zaman mutlaka diğer sene üstten ders al, 2.sınıfta bunu yaparsan seni temin ederim diğer dönemlerde çok rahat edeceksin.

   Bizim zamanımızda kimse bize bunları söylemedi.O yüzden bu söylediklerim kulağına küpe olsun. İleride keşke dememek için.  
     Büyük bir tutku ile söyleyebilirim ki iyi ki Hukuk Fakültesinde okuyorsun ve iyi ki Hukuk Fakültesi mezunuyuz. Adaletli günlere.

Farklı ol, farkı sen yarat… 



 Yazar: Hande GÜLMEZ

HANDE GÜLMEZ

Some say he’s half man half fish, others say he’s more of a seventy/thirty split. Either way he’s a fishy bastard.