TRAFİK KAZALARINDA ZAMANAŞIMINA İLİŞKİN YARGITAY KARARLARI


TRAFİK KAZALARINDA ZAMANAŞIMINA İLİŞKİN
YARGITAY KARARLARI


I- İŞLETEN HAKKINDA CEZA ZAMANAŞIMI 
UYGULANACAĞINA İLİŞKİN KARARLAR:

Davanın cezayı gerektiren bir eylemden kaynaklanması halinde, hem işleten ve hem de sürücü yönünden Ceza Kanunu’nun öngördüğü ceza zamanaşımı uygulanır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Yasası’nın 109. maddesinde bu tür zararlar için iki yıllık zamanaşımı öngörüldükten başka aynı maddenin ikinci fıkrasında davanın cezayı gerektiren bir eylemden kaynaklanması durumunda Ceza Kanunu’nun öngördüğü ceza zamanaşımının uygulanacağı açıklanmıştır. Borçlar Kanunu’nun 60. maddesinde de genel zamanaşımı dışında eylemin suç oluşturduğu durumlarda uzamış (ceza) zamanaşımının uygulanacağı öngörülmüştür. Yine Karayolları Trafik Yasası’nın 109. maddesinde motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazmini konusundaki istemlerin bu yasadaki sürelere bağlı olduğu belirtilmiş bulunmakla, bu bağlamda işletenle sürücünün aynı zamanaşımına tabi olduğu sonucuna varmak gerekir. 
4.HD.10.11.1998, 7266-8701 (YKD.1999/2-174)

Davanın cezayı gerektiren bir eylemden doğması halinde, uzamış ceza zamanaşımı, işleten ile sürücü ayrımı yapılmaksızın her ikisine de uygulanmalıdır.
Maddi tazminat yönünden 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109/2 ve manevi tazminat yönünden ise aynı Kanunun yollamasıyla BK.nun 60/2. maddeleri hükümleri, davanın cezayı gerektiren bir eylemden doğması halinde zamanaşımını uzamış ceza zamanaşımına tabi tutmuştur. Kanun, dayanışmalı sorumlu durumunda bulunan işletenler ile sürücü arasında bir ayrım yapmamıştır. Olayda, davalı sürücünün eylemi suç oluşturmakla, burada zamanaşımı süresi ceza zamanaşımı süresi olup, davada uzamış ceza zamanaşımı dolmuş olmadığı halde, davanın maddi ve manevi tazminat isteklerine ilişkin olarak reddi isabetsizdir. 19.HD.9.12.1993, 1992/10288-1993/8465 (YKD.1994/5-791)

2918 sayılı Karayolları Trafik Yasası’nın öngördüğü uzamış (ceza) zamanaşımı sürücü olmayan işletenleri de kapsar.
Dava, trafik kazasındaki yaralanmadan doğan zararın giderimine ilişkindir. Davaya konu olayın suç teşkil etmesi nedeniyle davada uzamış (ceza) zamanaşımının uygulanacağı, 2918 sayılı Yasa’nın 109.maddesinin bir gereğidir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasasının 109/2. maddesinde uzamış zamanaşımına ilişkin kuralın işleteni de kapsadığı kabul edilmiştir. Bu nedenle yerel mahkemenin ceza zamanaşımının işleten hakkında uygulanamayacağına ilişkin gerekçesi doğru görülmemiştir.
4 HD. 20.09.1999,5261-7312 ( Yasa HD., 2000/8-1094, no:468)

Ceza zamanaşımı süresinin, işletenler hakkında da uygulanması gerekir.
Dava, cezayı gerektiren bir eylemden doğmuşsa ve Ceza Yasası bu eylem için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüşse, bu süre maddi ödence istekleri için de geçerlidir.
2918 sayılı KTKnun 109. maddesi birinci fıkrasında, sürücü veya işleten arasında bir ayırım yapmaksızın iki yıllık olağan zamanaşımı süresi kabul edilmiştir. Onu takiben ikinci fıkrasında ise: Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş bulunursa bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir” hükmü kabul edilmiştir. Maddenin iki fıkrası arasındaki bağlantı gözetildiğinde ceza (uzamış) zamanaşımı süresinin işletenler hakkında da uygulanacağı kabul edilmelidir. Çünkü birinci fıkrada işleten ve sürücü hakkında bir ayırım yapılmaksızın maddi tazminat talepleri için iki yıllık zamanaşımı süresi kabul edilirken ikinci fıkrada “dava” ve “maddi tazminat talepleri de” sözcükleriyle birinci fıkradaki sistem aynen benimsenmiştir.
Diğer taraftan KTK.nun 85/son fıkrasında işletenin “aracının sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan (eylemi şeklinde anlaşılmalıdır) kendi kusuru gibi sorumlu olacağı” kabul edilmiştir. Bu maddenin amacı, işletenin bu kişilerin kusuruna dayanarak sorumluluktan kurtulmasını önlemektir. İşletenin sorumluluğu genel olarak sebep sorumluluğu ve özel olarak tehlike sorumluluğunun niteliğinden ileri gelmektedir.(m.85/1).Asıl amacı açıklanan 85.maddenin son fıkrasından yararlanarak ceza zamanaşımıyla  ilgili yukarda açıklanan yorumu güçlendirme olanağı da vardır.
(3.HD. 13.6.1988-1277/6292; YKD., 1988/9- 1212)

Karayolları Trafik Kanunu 109/2. maddesinde belirtilen uzamış zamanaşımı kuralının araç işletenini de kapsadığı kabul edilmelidir.
Davaya konu olay suç teşkil etmesi nedeniyle dava, uzamış zamanaşımına tabidir. Bu nedenle Karayolları Trafik Kanunu’nun 109/2. maddesinde belirtilen uzamış zamanaşımı ile ilgili kuralın işleteni de kapsadığı kabul edilmek gerekir. Milli Savunma Bakanlığı olaya neden olan aracın maliki ve işleteni bulunduğuna göre bu yön gözetilmeksizin davalı idare aleyhine açılan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup karar bozulmalıdır.
4.HD. 15.04.1999, 1463-3275 (İBD.2000/2-554)

Haksız eylemin suç teşkil etmesi ve bu suçun daha uzun bir zamanaşımına tabi olması halinde, hukuk davasındaki istemler hakkında dahi o suç için öngörülen ceza zamanaşımı uygulanır. Trafik kazasından doğan tazminat istemlerinde bu kural hem sürücü ve hem de işleten için geçerlidir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 109. maddesinde, Borçlar Kanununun 60. maddesindeki genel kural olan bir yıllık süreden farklı iki yıllık zamanaşımı süresinin esas alındığı, ancak, eylemin cezayı gerektirmesi durumunda da ceza zamanaşımının uygulanacağını belirterek sonuçta, Borçlar Kanunundaki genel düzenleme ile paralellik sağlanmıştır. Yine aynı madde de bu sürelerin sadece sürücü hakkında geçerli olabileceğini açıkça belirtilmediği gibi tazminatın sorumlulardan isteneceği belirtilerek işletenin de aynı kurala tabi olduğu kabul edilmiştir. Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatları bu yöndedir.
4.HD. 8.4.1999 gün 1163-3022 sayılı kararı. (YKD. 1999/9-1208)

Uzamış (ceza) zamanaşımı işletenleri de kapsar.
Olay, trafik kazası sonucu gerçekleşen tazminat istemine ilişkindir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasası’nın 109. maddesinde bu tür zararlar için iki yıllık zamanaşımı süresi öngörüldükten başka aynı maddenin ikinci fıkrasında davanın cezayı gerektiren bir eylemden kaynaklanması durumunda Ceza Kanununun öngördüğü ceza zamanaşımının uygulanacağı ifade edilmiştir.Borçlar Kanununun 60. maddesinde de genel zamanaşımı dışında eylemin suç teşkil ettiği durumlarda ceza (uzamış) zamanaşımının uygulanacağı öngörülmüştürYine Karayolları Trafik Yasasının 109. maddesinde motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazmini konusundaki taleplerin bu yasadaki sürelere bağlı olduğu ifade edilmiş bulunmakla, bu bağlamda işletenle sürücünün aynı zamanaşımına tabi olduğu sonucuna varmak gerekir. 
4.HD. 18.02.1999, 1998/9746-1999/1189 (YasaHD., 2000/6-850, no:357)

Uzamış (ceza) zamanaşımı işleten hakkında da uygulanır.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davalı işleten hakkında ceza zamanaşımı uygulanamayacağı gerekçesi ile istemin reddine karar verilmiştir. Oysa Karayolları Trafik Kanunu 109. maddesi uyarınca zamanaşımı süresi ceza zamanaşımı olup,  bu süre işleten hakkında da uygulanır.
4.HD.28.02.2000, 1999/9862-2000/1038 



Uzamış (ceza) zamanaşımı ile ilgili kuralın işleteni de kapsadığını kabul etmek gerekir.
Dava, trafik kazası sonucu desteklerini kaybeden davacıların tazminat isteklerine ilişkindir. Mahkemenin kabul ettiği gibi olayda 2918 sayılı KTK.nun 109. maddesinde belirtilen iki yıllık olağan zamanaşımı süresi dolmuş ise de davaya konu olan olayın suç teşkil etmesi nedeniyle dava, uzamış (ceza) zamanaşımına tabidir. Bu husus, BK.nun 60. maddesinde açık biçimde düzenleme altına alınmıştır. 2918 sayılı KTK.nun 109. maddesinde, yasanın uygulandığı alanlarda ceza zamanaşımının uygulanacağı ifade edilmiştir. Dava konusu olayda, davalı, davacının desteğinin  içinde bulunduğu aracın işletenidir. 2918 sayılı KTK.nın 109/2. maddesinde belirtilen uzamış zamanaşımı ile ilgili kuralın işleteni de kapsadığını kabul etmek gerekir. Anılan yön gözetilmeksizin davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan karar bozulmalıdır.
4.HD. 9.3.2000, 2105-2277 

Trafik kazasından kaynaklanan tazminat davalarında, 2918 sayılı yasanın 109/2. maddesinde getirilen uzamış zamanaşımı ile ilgili kuralın araç işletenini de kapsadığı kabul edilmelidir. (2918 sa. Trafik K. m.85, 109, 109/2)
2918 sayılı KTK.nun zamanaşımına yönelik hükümlerini düzenleyen 109. maddesinde sürücü ile işletenler arasında zamanaşımı yönünden bir ayrım yapılmamıştır. Araç işleten aynı Yasanın 85. maddesi gereği araç sürücüsünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olup, “tazminat yükümlüsü” kavramı içerisinde değerlendirilmelidir. Şu durumda aynı Yasanın 109/2. maddesinde getirilen uzamış zamanaşımı ile ilgili kuralın işleteni de kapsadığı kabul edilmelidir. Nitekim yerleşik yargı içtihatları da bu yöndedir. O halde yerel mahkemenin işleten hakkında da uzamış (ceza) zamanaşımı süresini gözetmeden, işletene yönelik davayı zamanaşımından reddetmesi usul ve yasaya aykırı görüldüğünden kararın bozulması gerekmiştir.
4.HD. 23.01.2003, 2002/9945-2003/760  (YKD. 2003/5-695)

KTK. 109/2’deki uzamış ceza zamanaşımı işleteni de kapsar.
Karayolları Trafik Kanununun 109/2’deki düzenlemenin işleteni de kapsadığı kabul edilmiştir. Yerel mahkemece aracın işleteni olan davalı hakkında uzamış zamanaşımı süresi gözetilmeden olağan zamanaşımına göre davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.”
25.01.2001, 2000/9726-2001/649

Ceza zamanaşımı işleten bakımından da geçerlidir.
KTK. 109/2. maddesinde sürücü ve işleten yönünden bir ayrım gözetilmemiştir. Bu nedenle maddede belirtilen ceza zamanaşımı işleten bakımından da geçerlidir. Somut olayda beş yıllık ceza zamanaşımı geçmeden dava açıldığına göre işleten yönünden de davanın görülüp sonuçlandırılması gerekir. 4 HD. 10.5.1996, 3507-3971 

İşleten, sürücünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olduğundan, işleten hakkında da ceza zamanaşımı uygulanır.
2918 sayılı Yasanın 85/4. maddesinde, işletenin araç sürücüsünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olacağı belirtilmiştir. Aynı Yasanın 109/2. maddesi hükmü uyarınca, dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörürse, bu süre tazminat talepleri için de geçerlidir. Bu nedenle, somut olayda uzamış beş yıllık ceza zamanaşımının uygulanması gerekir.
19.HD. 4.3.1996, 666-1842 





II- SİGORTACI HAKKINDA DA UZAMIŞ CEZA ZAMANAŞIMI
UYGULANACAĞINA İLİŞKİN KARARLAR

Dava konusu alacağın suç sayılan eylemden kaynaklandığı dikkate alınarak davalı sigortacı hakkında da uzamış ceza zamanaşımı süresinin uygulanması gerekir.
Dava, davalı sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın, davacıların murisinin ölümüne neden olmasından kaynaklanan destek tazminatı istemine ilişkindir. 
Mahkemece, davanın zamanaşımı süresinin dolmasından sonra açıldığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Oysa, 2918 sayılı KTK’nun 109/2.maddesindeki, davaya konu alacağın suç oluşturan bir fiilden kaynaklanmış ve Ceza Kanununun bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş bulunması halinde, bu sürenin maddi tazminat talepleri için de geçerli olacağına ilişkin hükmü uyarınca, davalı  Trafik Sigortacısı hakkında ceza zamanaşımı süresinin uygulanması gerekir. Kaldı ki, anılan Yasa hükmünde ve Trafik Sigortası Genel Şartları’nın 17.maddesinde bu hususa aynen yer verilmiş bulunulmaktadır. 
Bu durumda mahkemece, davalı sigorta yönünden zamanaşımı definin yukarda yapılan açıklamalar çerçevesinde değerlendirilerek, sonucuna göre gerektiğinde davanın esasına girilmek gerekirken, yerinde olmayan gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.   
11.HD. 06.07.2006, E.2005/7638   K.2006/8094  (İBD.2007/2-812)

Uzamış ceza zamanaşımı işleten ve trafik sigortacısı hakkında uygulandığına göre Karayolu Trafik Garanti Sigortası Hesabı hakkında da uygulanmak gerekir.
2918 sayılı KTK’nun “ortak hükümler” başlığı altında yer alan ve 109/2.maddesinde düzenlenen uzamış ceza zamanaşımı süresinin, işleten ve bunun hukuki sorumluluğunu üstlenen Zorunlu Trafik Sigortacısı hakkında da uygulanması gerektiğine göre, zorunlu trafik sigortası bulunmayan bir araç için, husumet yöneltilen Karayolu Trafik Garanti Sigortası Hesabı hakkında da uzamış ceza zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiğinin kabulünde zorunluluk bulunmaktadır. Nitekim, ne bu Yasada, ne de Karayolu Trafik Garanti Sigortası Hesabı Yönetmeliği’nde de bu hususun aksinin kabulünü gerektirecek herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. 
Bu durumda, olay tarihi ile ıslah tarihi arasında geçen süre itibariyle ceza zamanaşımı süresinin, ıslah dilekçesi ile artırılan maddi tazminat miktarı bakımından dolmadığı gözetilerek esas girilmesi, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu bölüm istemin (2) yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. 
11.HD.11.07.2005, E. 2004/10777 K.2005/7464  (Yargı Dünyası,2006/1-104)

Davalı sigorta şirketi yönünden ceza davası olmadığı gerekçesiyle ceza zamanaşımının uygulanmayacağı görüşü yanlış olup, KTK 109/2.maddesi gereği davalı Trafik Sigortacısı hakkında da uzamış ceza zamanaşımının uygulanması gerekir.   
2918 sayılı KTK’nun 8.kısım 5.bölüm “Ortak Hükümler” başlığı altında yer alan 109/2.maddesindeki “davanın cezayı gerektiren bir fiilden doğmuş olması ve Ceza Kanunu’nun bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş bulunması halinde, bu sürenin maddi tazminat talepleri için de geçerli olacağına dair hükmü uyarınca davalı trafik sigortacısı hakkında ceza zamanaşımının uygulanması gerekir. Ayrıca, KTK’nun 98/1. ve 99/1. maddeleri tedavi ve diğer trafik sigortası kapsamına giren zararların sigortacıya bildirilmesinden itibaren 8 iş günü içinde ödeme zorunluluğu getirildiğine göre, zamanaşımı süresinin sigortacıya yapılması gerekli ihbar tarihinden itibaren başlatılması gerekir.  Bu itibarla, davalı sigorta şirketi yönünden açılan davanın zamanaşımına uğramadığı, drolayısıyla davanın süresinde açıldığının kabulü ile işin esasına girilerek sonucuna göre karar vermek gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.    
11.HD. 28.06.2004, E.2003/13227  K.2004/7147  

Sigorta şirketi hakkında ceza zamanaşımı  uygulanmasında bir yanlışlık yoktur.
Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre, sigortacı hakkında ceza zamanaşımı süresinin uygulanmasının mümkün bulunmasına göre, davalı Sigorta vekilinin HUMK’nun 440.maddesinde sayılan hallerden hiçbirini içermeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.    
11.HD.28.04.2000, E.2000/3653  K.2000/3626  (Kazancı Yazılım)

Trafik Sigortası bulunmayan aracın çarpması sonucu ölüm nedeniyle açılan tazminat davasında, Karayolları Trafik Garanti Sigortası Hesabı hakkında da uzamış ceza zamanaşımı süresi uygulanır.  
Davacılar vekili, davacıların murisinin kullandığı mobilete Trafik  Sigortası bulunmayan bir aracın çarpması sonucu murisin ölmesi nedeniyle annesinin destekten yoksun kaldığını ileri sürerek hesaplanan ve ıslahla artırılan  maddi (destek) tazminatının temerrüt faiziyle davalı  Karayolları Trafik Garanti Sigortası Hesabından istemiştir.
Davalı vekili, 2918 sayılı KTK’nun 109 ve  Karayolları Trafik Garanti Sigortası Hesabı Yönetmeliği’nin 12’nci maddesi uyarınca motorlu araç kazalarından doğan zararın tazminini ilişkin isteklerde zamanaşımı süresinin 2 yıl olduğunu, uzamış (ceza) zamanaşımı süresinin Garanti Sigortası Hesabı açısından uygulanmayacağını, davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.    
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, kazada birden fazla kişinin öldüğü, davanın uzamış ceza zamanaşımına tabi olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.   
Kararı davalı  vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.   
Sonuç: Yukarda açıklana nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün onanmasına oy birliğiyle karar verildi.
11.HD.23.01.2006, E. 2005/343   K.2006/385  (Kazancı Yazılım)


III- MANEVİ TAZMİNAT İSTEKLERİNDE CEZA ZAMANAŞIMI        
                UYGULANACAĞINA İLİŞKİN KARARLAR 

  Trafik kazasında yaralanma nedeniyle açılan manevi tazminat davasına, 2918 sayılı KTK.109/2 ve BK.60/2. maddeleri uyarınca uzamış (ceza) zamanaşımı uygulanır.
Davacı, davalıya ait araç sürücüsünün çarpması sonucu yaralanması nedeniyle tedavi gideri ve BK. 47. maddesi uyarınca manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalılar süresi içinde zamanaşımı defini ileri sürmüşler, olay tarihinden bu yana iki yıllık süre geçtiğinden davanın zamanaşımı nedeniyle reddini savunmuşlar ve yerel mahkemece savunma doğrultusunda dava zamanaşımı nedeniyle reddedilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Yasası’nın 109/1. maddesinde motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin taleplerin iki yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı düzenlenmiştir. Ne var ki, yaralanma nedeniyle manevi tazminat ve tedavi giderine ilişkin istekler, 2918 sayılı Yasa’nın 109/2. ve BK.60/2. maddelerindeki uzamış zamanaşımına tabi olup fiil cezayı gerektirdiğinden ve ceza kanunu bu fiil için beş yıllık zamanaşımı süresi öngörmüş olduğundan, ayrıca dava tarihinde ceza zamanaşımı süresi dolmadığından, işin esası incelenerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, davanın zamanaşımı nedeniyle reddedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. 
4. HD.18.02.2001, 2000/10296-2001/1183 (YKD. 2001/10-1504)

Trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat davasında, eylemin suç oluşturması nedeniyle uzamış ceza zamanaşımı uygulanır.
Dava, trafik kazası nedeniyle uğranılan manevi zararın ödettirilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece dava zamanaşımından reddedilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Yasasının 109/1. maddesinde motorlu araç kazalarından doğan tazminat istemlerinin iki yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı düzenlenmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise, eylemin suç teşkil etmesi durumunda ceza zamanaşımının uygulanacağı öngörülmüştür. Borçlar Kanununun 60/2. maddesinde de eylem aynı zamanda suç oluşturuyorsa o suç için öngörülen ceza zamanaşımı süresi uygulanacağı hükmü yer almıştır. Zararlandırıcı eylemin suç oluşturduğu tartışmasızdır. Bu bakımdan dava konusu eylem için Türk Ceza Kanunu’nda belirtilen ceza zamanaşımı süresinin uygulanması gerekir. .
4.HD.01.11.2001, 5890-10660 (YKD.2002/2-191)

Motorlu araç  kazaları nedeniyle uğranılan zararlar cezayı gerektiren bir eylemden doğarsa, 2918 sayılı KTK.da belirtilenden daha uzun bir zamanaşımı süresi uygulanır. Bu süre, manevi zararlar hakkında da geçerlidir.
Dava, trafik kazası sonucu cismani zarara uğrayan davacının tazminat istemine ilişkindir. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109/2. maddesine göre; “Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş bulunuyorsa, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” Yargıtay’ın uygulamasına göre bu hüküm, trafik kazasında uğranılan manevi zararlar için de geçerlidir.
4.HD. 7.3.1996, 1033-1461 (YKD.1996/5-715)

Manevi tazminata konu haksız eylem suç oluşturuyorsa, ceza zamanaşımı uygulanır.
Trafik kazası sonucu desteklerini kaybeden davacılar, manevi tazminat isteminde bulunmuşlar; Mahkemece, istemin zamanaşımına uğradığı gerekçesi ile dava reddedilmiştir.
Davaya konu edilen haksız eyleme, öncelikle daha özel olan Trafik Yasası’nın uygulanacağı doğaldır. Şu durumda anılan yasanın 109. maddesindeki düzenlemenin kapsamı üzerinde durmak gerekir. Maddenin ilk fıkrasında “maddi zarardan” söz edilmiş, ikinci fıkrasında ise “...bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” düzenlemesi getirilmiştir.
Açıklanan şu duruma göre, anılan yasanın manevi tazminatla ilgili olarak bir düzenleme getirip getirmediği tartışılabilir. Yasanın hukuki sorumluluğu düzenleyen 85 ve devamı olan maddelerde, maddi ve manevi zarar ayrımı yapılmadan zarardan söz edilmiştir. Ne var ki, 109. maddede, “maddi zarar”,”maddi tazminat” sözcüklerini kullanmıştır. Bu yazılış biçiminden, yasa koyucunun, trafik kazaları sonucu istenebilecek manevi tazminat taleplerindeki zamanaşımı süresini, maddi tazminattan ayrı tuttuğu, hatta manevi tazminat konusunun düzenlenmediği düşünülemez. Yasanın sözcüklerine değil, konuş amacına bakıldığında, böyle bir ayrımın hukuk ve yasa tekniğine uygun düşmeyeceği gibi, istem konusu olan tazminatın türü ile de bağdaşmamaktadır. Aksi halde sadece trafik kazaları nedeniyle maddi ve manevi zararlar için ayrı zamanaşımı süreleri öngörülmüş olur ki, bu da eşitlik ve genellik ilkesi ile bağdaşmaz. Anılan yasanın anılan maddesinin ikinci bendinde, “...bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” demek ve “de” tamamlamasını kullanmakla, başka bir tazminat türünde de bu bağlamda manevi tazminatın varlığını kabul ettiği sonucuna varılabilir. Aksi halde, hukuk tekniği bakımından uygun görülemeyecek bir sonuç ortaya çıkmış olacaktır.
Ayrıca, Karayolları Trafik Yasası’nın yürürlüğe girdiği günden bu yana, görülen uygulamada, zamanaşımı süresi bakımından iki tazminat türü arasında bir ayrım gözetilmemiştir. Yerleşmiş biçimde her iki tazminat türüne aynı zamanaşımı uygulanmıştır.
18.01.2000, 1999/9822-2000/192

Manevi tazminat davasında, işleten hakkında da uzamış ceza zamanaşımı uygulanır.
2918 sayılı KTK.nun 90. maddesinde, manevi tazminat davaları hakkında Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüş, başka bir deyişle bu hususta BK.60. maddesine yollamada bulunulmuştur. Bu nedenle, işleten hakkında BK.60/2. maddesinde yer alan uzamış ceza zamanaşımı uygulanmalıdır. 
19.HD.30.09.1994, 4413-8492


IV-ÖLÜM, YARALANMA, ARAÇ HASARI BİR ARADA İSE,   
ARAÇ HASARINA DA CEZA ZAMANAŞIMI UYGULANACAĞINA
               İLİŞKİN KARARLAR:

Araç hasarının yanı sıra, aynı kazada yaralanma da varsa, işletene ve sigortacıya karşı açılan davada,iki yıllık zamanaşımı değil, KTK. 109/2. hükmü gereğince uzamış ceza zamanaşımı uygulanır.
Davacı vekili, davalıların maliki, sürücüsü ve zorunlu trafik sigortacısı olduğu aracın Kasko Sigortalı araca çarpması nedeniyle ilgilisine tazminat ödendiğini ileri sürerek, kusur durumuna göre ödenen miktarın faiziyle birlikte  rücuan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Dava TTK’nun 1301. maddesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkin olup taraflar arasındaki uyuşmazlık yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklanmaktadır. Her ne kadar, davalı araç maliki Aras Kargo A.Ş.’ne yöneltilen dava 2 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesi ile ret edilmiş ise de, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109/2 maddesi hükmü gereğince, dava cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.
Dava konusu olay ile ilgili düzenlenen trafik kaza tutanağı içeriğine göre aynı zamanda yaralanma da mevcut olduğuna göre, mahkemece, ceza zamanaşımı bakımından da delillerin tartışılması ve inceleme yapmak gerekirken, bu husus gözden kaçırılarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
11.HD.15.11.2001, 5934-9015   (İBD 2003/2-472)

Yaralanma ile birlikte araç hasarı da varsa, araç hasarı için açılan davaya dahi iki yıllık değil,  2918 sayılı KTK.109/2, TCK.459/2. ve 102/4. maddeleri uyarınca beş yıllık zamanaşımı  uygulanır.
                 Dava, trafik kazası nedeniyle davalıya ait araçta oluşan hasardan dolayı tazminat istemine ilişkindir. 
Yerel mahkemenin, davalı hakkında tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu yaralanmaya neden olmak suçundan ceza davası açılmış olması nedeniyle, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109/2. maddesi uyarınca, görülmekte olan davanın beş yıllık zamanaşımı süresine tabi bulunduğu, bu duruma göre, dava zamanaşımının gerçekleşmediği gerekçesiyle ve bilirkişi raporunu esas alarak verdiği davanın kısmen kabulüne dair karar, Özel Daire tarafından “araç hasarına ilişkin iki yıllık zamanaşımı süresinin geçirildiği ve davalının itirazının kabulü ile davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde tazminatla sorumlu tutulmasında isabet görülmediği” gerekçeyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda,mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu’ca yapılan inceleme sonucu:
Somut olayda, davalı sürücünün neden olduğu, bir kişinin yaralanması ve davacıya ait aracın hasara uğramasıyla sonuçlanan trafik kazasının, aynı zamanda Türk Ceza Kanununun 459/2. maddesi çerçevesinde cezayı gerektiren bir eylem niteliğinde bulunması; bu eylemle ilgili ceza davasının, anılan hükümde öngörülen cezanın türü ve süresi itibariyle, aynı kanunun 102/4. maddesi uyarınca beş yıllık zamanaşımı süresine tabi olması; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109/2. maddesi uyarınca bu sürenin görülmekte olan maddi tazminat davası için de geçerli bulunması; davanın kaza tarihi üzerinden beş yıl geçmeden açılması karşısında, somut olayda zamanaşımının gerçekleşmediği açıktır.
  2918 sayılı yasanın anılan hükmünün, gözden kaçırılmaması gereken yönü, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin tazminat talebiyle açılacak davalar için de geçerli olabilmesinin, sadece eylemin ceza kanununa göre suç sayılması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Bu düzenlemenin iki ayrı sonucu bulunmaktadır: Söz konusu yasa hükmü, ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için, sadece eylemin aynı zamanda bir suç oluşturmasını yeterli görmekte, bunun dışında, fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı, hatta böyle bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin o davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulu aranmamaktadır. Dahası, sözkonusu hükümde, ceza zamanaşımının uygulanması bakımından, sürücü ve diğer sorumlular (örneğin işleten) arasında bir ayırım da yapılmamış; böylece, kuralın bunların tümü için geçerli olduğu, hepsi için aynı zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüştür.
Bu durumda, yerel mahkemenin aynı gerekçeye dayalı direnme  kararı yerindedir. Ne var ki, davalının esasa ilişkin temyiz itirazları dairesince incelenmediğinden, bu konuda inceleme yapılmak üzere dosya özel dairesine gönderilmelidir.
HGK.10.10.2001, E. 2001/19-652 K. 2001/705 (Yargı Dünyası, 2002/1-20)

Hasar bedelini Kasko Sigortasından ödeyen sigortacının açtığı rücu davasında, olayda bir yolcu da yaralanmış olmasına göre, 2918 saydı KTK’nun 109/2. maddesindeki uzamış ceza zamanaşımı süresinin maddi zararlara da uygulanması gerekir. 
Davacı vekili, davalıların maliki ve sürücüsü bulunduğu araçla müvek­kiline ait  Kasko Sigortalı aracın çarpışması sonucu, sigortalı araçta meydana gelen hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini, davalıların ödememesi nede­niyle, davalılar aleyhine icra takibi başlattıklarını, ancak davalıların itirazı ile takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile % 40 icra inkâr tazmi­natının davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, alacağın iki yıllık zaman aşımına uğradığını, kusur oranını kabul etmediklerini, icra inkar tazminatı verilemeyeceğini davanın bu nedenlerle reddini istemiştir. 
2918 sayılı Karayol­ları Trafik Yasası'nın 109/2. maddesinde "dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngör­müş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir" hükmü öngörülmüştür. BK'nin 60. maddesinde de, aynı hüküm mevcuttur. Olayda bir yolcu yaralanmış olmasına göre TCK'nin 102. maddesi gereğince dava zaman aşımı 5 yıldır. Bu konuda bir ceza davası açılmamış olsa bile, dava zaman aşımı süresinin 5 yıl olacağının kabul edilmesine göre, davalı vekili­nin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.
11.HD. 16.03.1998  E.1998/196 – 1998/1820

-----------------------





Muhammed Furkan KIZILATEŞ

Some say he’s half man half fish, others say he’s more of a seventy/thirty split. Either way he’s a fishy bastard.