TÜRKİYE SUUDİ ARABİSTAN BAŞKONSOLOSUNU TUTUKLAYABİLİR MİYDİ?


2 Ekim günü girmiş olduğu Suudi Arabistan konsolosluğundan sonra bir daha haber alınamayan Cemal Kaşıkçı olayı üzerine kaleme alınmış bir yazıdır.

Öncelikle başlıkta gördüğünüz sorunun cevabını tam olarak yazının sonunda alabileceksiniz, yazıyı atlamadan okumanızı tavsiye ediyorum.

Başkonsolos ile diplomatik temsilciler birçok kişi tarafından birbirine karıştırılmakta ve ikisinin de aynı bağışıklığa sahip olduğu zannedilmektedir.Oysa diplomatik temsilciler tam yargı bağışıklığına sahipken, konsoloslar tam yargı bağışıklığına değil kısmi bir yargı bağışıklığına sahiptirler.

Bu konuyu iyi anlayabilmemiz için bu ayrımın farkını iyi bir şekilde kavramamız gerekiyor.Yazının devamında diplomatik temsilci ile karşılaştırmalı bir şekilde devam edilecektir..Hem yazının anlaşılması daha kolay olsun hem de diplomatik temsilciler hakkında da yeterli bir bilgiye sahip olunulsun diye.


Bu hususları incelerken esas alacağımız kaynaklar ise Diplomatik İlişkiler Hakkında Viyana Sözleşmesi ve Konsolosluk İlişkileri Hakkında Viyana Sözleşmesidir.


 Diplomatik İlişkiler Hakkında Viyana Sözleşmesi'nin 37. maddesinde şöyle demektedir :

Madde 37 – 1. Bir diplomatik ajanın beraberinde oturan aile üyeleri kabul eden Devletin vatandaşı değillerse, 29 ila 36. maddelerde belirtilen ayrıcalık ve bağışıklıklardan yararlanırlar.


37.. maddede diplomatik temsilcinin ve ailesinin sözleşmede sayılan ayrıcalık ve bağışıklıklardan yararlanacağı yazmaktadır.

O zaman gelin  29. maddede tanınan ayrıcalığı  inceleyelim,

Viyana Sözleşmesi'nin 29. maddesinin ilk cümlesi aşağıdaki gibidir.

"Diplomatik ajanın şahsi dokunulmazlığı vardır. Hiçbir şekilde tutuklanamaz veya gözaltına alınamaz."


Buradan anlamamız gereken şudur : Diplomatik temsilciler her ne şart ve durum olursa olsun tutuklanamayacak ve gözaltına alınamayacaklardır.

Yani diplomatik temsilciler tam yargı bağışıklığına sahip kişilerdir.Bunlar herhangi bir suç işleseler dahi tutuklanamazlar ve gözaltına alınamazlar.

Başkonsoloslar ve konsoloslar birer diplomatik temsilci değildirler.Diplomatik temsilciler büyükelçilerdir.

Büyükelçi, bir devletin başka bir devletteki en üst düzey temsilcisi olan diplomattır. Büyükelçiler, görevli bulundukları ülkede, vatandaşı oldukları ülkenin devlet başkanını temsil eder. Atandığı ülkelerde bulunan yurttaşlarının haklarını koruyan ve bağlı bulunduğu hükümete siyasi, ticari bilgiler veren dış işleri görevlisi olan konsoloslar da devletlerin birbirleri ile iletişim kurmalarını sağlamaktadır.

Yazının devamında konsolos tanımı da yapılacaktır.

Bunu öğrendikten sonra bir de başkonsolosların durumunu inceleyip başta sorduğumuz sorunun cevabını aramaya devam edelim.

Konsolosluk İlişkileri Hakkında Viyana Sözleşmesi'nin Konsolosluk Memurlarının Kişisel Dokunulmazlığı'nı başlığını taşıyan 41. maddesinin 1. fıkrasına baktığımız zaman,

"Konsolosluk memurlarının tutuklanmaları veya gözaltına alınmaları, ancak, ağır bir suç halinde ve yetkili adli makamın kararı ile olur."

Bu fıkrayı açacak olursak ; gerçekleşen fiilin ağır cezayı gerektiren bir suç olması ve bu kararın bir mahkeme kararına dayanması gerektiği yönündedir.


Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Ve Yetkileri Hakkında Kanun'un 12. maddesinde hangi suçların ağır ceza mahkemesinde görüleceği yazmaktadır.

12. maddenin bizim için önemli olan kısmı aşağıdaki gibidir.

"...ağırlaştırılmış müebbet hapis, müebbet hapis ve on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçlarla ilgili dava ve işlere bakmakla ağır ceza mahkemeleri görevlidir…"

Başkonsolosa isnat edilebilecek olan suçların tamamına yakını 12. madde kapsamı içerisine girmektedir.

Böylelikle başkonsolosun tutuklanabilmesi ve gözaltına alınabilmesi olanaksız değildir.

Mahkeme vereceği bir karar ile başkonsolosu tutuklatabilir veya gözaltına alabilirdi.

Konsolosluk ; yabancı ülkelerde, ülkesinin ticari menfaatlerini koruyan ve diplomatik olmayan çeşitli resmi görevleri yerine getiren resmi dairelere verilen isimdir. Konsoloslukların genel amacı pasaport işlemleri, evlilik, doğum, ölüm gibi olayların resmi sürecinin takip edilmesi olarak özetlenebilir. Uluslararası hukukta herhangi bir devletin herhangi bir devlete konsolosluk açma gibi bir zorunluluğu bulunmamaktadır.

Sizlerin farklı düşünceleri var ise bunları yorum yazarak belirtirseniz, tartışabiliriz.






Muhammed Furkan KIZILATEŞ

Some say he’s half man half fish, others say he’s more of a seventy/thirty split. Either way he’s a fishy bastard.